English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified

Kayseri Hunat Cami Ve Külliyesi

Kayseri Hunat(Huand) Cami

Kayseri'nin merkezinde bulunan Hunat yani diğer ismiyle Huand Cami Selçuklular döneminde günümüze kalmış önemli bir mirastır. Bu cami külliyesi Kayserinin tarihi yapı bakımından adeta bir incisi gibi bir komplex yapı olarak inşa edilmiştir.Cami,medrese ve hamamdan oluşmaktadır.(ek bilgi:Hamamlar genellikle her külliyede bulunmaktadır bunun sebebi hamamın genel kullamının yanında caminin ve medresenin ısıtılmasını sağlamaktır.alttan ısıtma sistemi)

HUNAT CAMİ(1238)

Alaeddin Keykubad'ın hanımı Mahperi Hatun, 1238 tarihinde yaptırmıştır. Kayseri’nin Selçuklularından günümüze gelen en büyük camiidir. Oturum alanı 2.203 metrekaredir. Caminin Batı cephesindeki ana giriş kapısı şaheser bir arabesk süsle donatılmıştır. Bunun üzerine de, '' Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve Ahiret gününe iman eden, gereği üzere namaz kılan, zekat veren, Allah'tan başkasından korkmayan
kimseler imar eder, onarır. işte hidayet üzere bulunanlardan oldukları umulanlar bunlardır.'' Mealindeki Ayet-i Kerime yazılıdır. Kitabesinde ise şöyle denilmektedir : ''Bu mübarek mescidin yapılmasını, Fetihler babası, dünya ve dinin yardımı ve emanı, Keykubad'ın oğlu, Keyhüsrev zamanında, yüksek mertebe sahibi zahide, saliha, dünya ve dini safvetti, hayırların öncüsü, büyük valide emretmiştir.
    Allah onun yüceliğinin gölgesini daim ve iktidarını kat kat eylesin. Bu yapı altıyüzotuzbeş yılında şevval ayında inşaa edilmiştir.” Cami’nin üç kapısı vardır. Bunlar, kuzey, batı ve doğuya açılmaktadır.
   Ana kapı batıdadır. Bu kapının girişte sol tarafında, caminin kuzey ucunda, Mahperi Hatun'un türbesi bulunmaktadır.
    Selçuklu döneminde ''Huvand” ünvanı Selçuklu Saray ailesine özel bir ünvan olarak verilmektedir. Mahperi Hatun da bu ünvanı kullandığı için Cami Huvane'dan türkçeleşerek ''Hunat Camii'' olarak adlandırılmıştır, Tarihi değeri çok yüksek mihrabi ve minberi vardır. Kırksekiz büyük ayaklarla beslenen kemerler üzerine oturtulan tavan tonoz şeklindedir. Ortadaki kubbesi daha sonra yapılmıştır. Minaresi ise 2. Abdulhamid döneminde inşa edilmiştir. Caminin arka bölümü Selçuklular döneminde yazlık olarak kullanılmaktaydı. Daha sonra tamamı kapatılarak bugünkü hale getirilmiştir.
Cami düzgün kesme taş malzemeden yapılmış dikdörtgen biçimdedir.Camiye giriş medresenin sağ tarafındaki giriş kapısında yapılmaktadır.Camiye ilk girdiğimdeki izlenimim iç kısmın eski emevi ve arap dönemi camilerine benzediği ve onlar gibi basık bir mekan çok sayıda sütunlarla desteklenmiş mihrap önü kubbeli ve mihrapta istiridye kabuğu şeklinde süslemeler yer alıyor yapı genel itibariyle sade bir yapı süsleme olarak çok az süsleme var genelde selçuklu dönemlerinde giriş kapılarına önem verilir ve giriş cephesindeki abidevi kapılarda süslemeler yapılır bu nedenle bu camidede gelenek bozulmuyor ve dış giriş portalinde geometrik süsleme var camide gözüme çarpan bir diğer durum ise mimberi kündekari tekniği dediğimiz çivi kullanılmadan ahşabın birbirine geçirelek yapıldıgı orjinal bir mimber gözüme çarptı Kayseriye yolunuz düştüğünde muakkak gezip görülmesi gereken hatta şuan günümüzde kafe olarak kullanılan medresesini bir bardak çay eşliğinde inceleyebilirsiniz.

Mukarnas Kavsaralı mihrabı ortada bulunan üç oyuk sesin akustiği için imamın sesinin daha iyi duyulması için yapılmıştır.


Caminin içinden bir görüntü



Kündekari(geçme) tekniğiyle yapılmış minber orjinal ve geometrik süslemeli




Kafe olarak kullanılan medresesinden görünüm




Bu yazım umarım faydalı olmuştur ve işinize yaramıştır, Bol sanatlı günler dileğiyle:)





2 yorum:

  1. Ödevim vardı sayende yaptım çok teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  2. Allah inşallah gezmemi nasip eder çok beğendim eline sağlıkk

    YanıtlaSil