English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified

SULTAN IV. MURAT HAN

SULTAN IV. MURAT HAN


IV. Murat (Osmanlı Türkçesi: مراد رابع Murād-i rābi‘) (d. 27 Temmuz 1612, İstanbul – ö. 8 Şubat 1640, İstanbul), 17. Osmanlı padişahı ve 96. İslam halifesi. 1623 ile 1640 yılları arasında hüküm sürdü. Revan (Erivan) ve Bağdat fatihidir. IV. Murat İstanbul’da, SultanI. Ahmet’in ve asıl ismi Anastasya olan Rum asıllı Kösem Sultan’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Ağabeyi Genç Osman’ın Yedikule zindanlarında bir grup cuntacı Yeniçeritarafından öldürülmesi üzerine amcası I. Mustafa tahta geçmişti. I. Mustafa akli dengesinin padişahlık
yapmaya uygun olmadığı iddia edilerek çeşitli entrikalarla tahttan indirildi ve yerine yeğeni olan IV. Murat 11 yaşındayken padişah yapıldı. 


Saltanatının ilk yılları 

Sultan IV. Murad Han

Yaşamı

Padişahın henüz 11 yaşında olması ciddi bir sorundu. Tahta geçmesiyle sonuçlanan süreç ön görülemediğinden padişahlığa hazır değildi, eğitimi kafeste sağlanamamıştı. O güne kadar tahta çıkarılmış en genç padişah olan Murat, ağabeyi Genç Osman’ın öldürülmesine ve amcası Sultan I. Mustafa’nın yetersiz bulunarak tahttan indirilmesine şâhit olmuştu. Ülke büyük bir kaosun içindeydi. Yeniçeri İsyanları, Safevîlerin doğudaBağdat’I ele geçirmeleri, Avrupa’daki gelişmeler, Celali İsyanları ve ekonomik şartlar çocuk yaştaki padişahı zor durumda bırakıyordu. Tahta kendisinden önceki padişahlara göre çok olumsuz bir ortamda geçtiği bir gerçektir.

Kösem Sultan iktidarı

IV. Murat tahta geçtikten sonra hızlı bir eğitime tabi tutuldu. Bu süre içerisinde devleti padişah adına annesi Kösem Sultan “saltanat naibesi” adıyla devleti yönetmek zorunda kaldı. Padişah adına devleti annesinin yönetecek olması Osmanlı tarihinde bir ilktir. Bu süre içinde imparatorluk anarşiye ve büyük iç karışıklıklara sürüklendi. Safeviler, Irak’ı ele geçirdi, Bağdat başta olmak üzere bir çok yerde Sunniler kılıçtan geçirildi. Safevi orduları Mardin’e kadar ilerledi. Kırım, Yemen, Lübnan ve Mısır’da ciddi isyanlar çıktı. Abaza Mehmet Paşa, doğuda iki kez isyan çıkardı. Askerlere verilen maaşlar arttırılırken, vergi sistemi bozulduğundan gelirlerde azalma görüldü. Kuzey Anadolu’da isyanlar patlak verdi. Safevilere karşı yürüttüğü seferde başarısız olan Sadrazam Hüsrev Paşa’nın azli üzerine 1632 yılında Yeniçeriler sarayı basarak sadrazam ile 17 devlet yöneticisinin kellesini istedi. Sadrazam Hafız Paşa yeniçerilerce öldürdü, bir çok devlet adamının evi yağmalandı. İkinci bir isyana kalkışarak padişaha güvenmediklerini söyleyen yeniçeriler, ileride padişah olacak şehzadelerin hayatlarından şüphe ettiklerini, sağ olduklarının bir ispatı olarak şehzadelerin kendilerine gösterilmesini hatta bazı şehzadelerin Yeniçeri Ocağında kendi himayelerinde kalması gerektiğini söylemişlerdir. Padişah, şeyhülislam ve veziriazamın kefil olması ile yeniçerileri bu istekelrinden vaz geçirmiştir. Asilerin padişahı ayak divanına çıkartıp yaptıkları pazarlıklarda genç padişah zor durumda kalmış, acizliği onun ilerde sert bir mizaca bürünmesine neden olmuştur.
Kösem Sultan Anadolu’daki isyanları bastırmak için görevliler gönderdi ve Abaza Mehmet Paşa’nın isyanın bastırılmasında başarılı oldu. Anarşi döneminde ülkeyi toplamak konusunda yoğun bir çaba sarf etti. Kösem Sultan, yaklaşık 10 yıllık saltanatı boyunca 8 veziriazam, 9 defterdar değiştirmiştir. Bunun yanında muhtaçlar için aşevleri açtı, hayır kurumları yaptırdı, borçları yüzünden hapishaneye düşmüş olan mahkumların borçlarını ödeyerek onları hapisten kurtardı ve fakir kızların çeyizlerini düzerek onları evlendirdi. Kösem Sultan, iktidarında hem halkın hem de devletin huzurunu sağlamak için büyük çaba sarfetti.

Mutlak saltanat yılları

Sultan IV. Murad Han
Sultan IV. Murad Han

İdareyi Ele Alışı

IV. Murat kendini yeterince güçlü ve idareyi ele alacak kabiliyet ve tecrübede hissedince Yeniçeriler’i merasim için Sultan Ahmet Meydanı’nda topladığı, beklemekten canı sıkılan bir yeniçeri subayının disiplinsiz bir şekilde, padişah geçerken yaşı ile alaya varan sözler sarfetmesi üzerine kılıcı ile tek hamlede hem yeniçeriyi hem de atını ikiye böldüğü anlatılır. Bu olaydan sonra hemen Yeniçeri Ocağı’nda düzenlemeye gitmiş ve ocak içerisindeki kimi subayları halletmiş, kimine de boyun eğdirmiştir. Gerekli hazırlıkları yapar yapmaz da Bağdat üzerine yürümüştür.

Alkol yasağı

IV. Murat ilk olarak, yaygınlaşmış olan rüşvet ve iltiması azalttı. İstanbul’da alkol, tütün ve kahveyi yasakladı.Yasağın sebebinin 1631’deki büyük İstanbul yangını olduğu ve padişahın yaptırtığı bir soruşturma sonucuna göre bu yangının tütün içen sarhoş yeniçeriler tarafından çıkarıldığı iddia edilir.Ayrıca meyhane ve kahvelerin Yeniçeri ve isyancıların toplanma mekanı haline gelmesi padişahı düşündürmüştü. Yasak, kaybolan devlet otoritesinin de bir nevi tekrar tesisinin bir göstergesi olacaktı. Padişah kendi yasağına ne derece uyulduğuna bağlı olarak otoritesini ölçtü. Bu nedenle yasak çok katı bir şekilde uygulandı. Sultan Murat, yasağa uymayanların öldürülmesini emretti.Bazı geceler tebdîl-i kıyafet (kıyafet değiştirerek) ile sokaklarda teftişlerde bulunurdu.Bu tebdil-i kıyafet teftiş uygulamasını sıklıkla yapmış ve bir çok meyhaneyi gece kendisi bizzat baskınlar ve infazlarla kapattı. Padişahın üstün ve kutsal bir figür olarak Topkapı Sarayı’nda bulunmasına alışık İstanbul halkı halk arasına karışan ve doğrudan gücünü sergileyen 4. Murat’a bu yüzden farklı bir gözle bakmıştır. Sultanın ölünceye kadar sürdüğü bu uygulaması sonucu hiç bir padişaha karşı üretilmeyen efsane ve menkıbelere neden olmuştur. 4. Murat’ın sözlü kültürdeki zengin konumu onun özlenen otoriter bir padişah figürünün bir tecellisi olarak yorumlanmıştır.

Bilim ve sanat

IV. Murat’ın devrinde Nef’i, Hezarfen Ahmet Çelebi, Lagari Hasan Çelebi, Bekri Mustafa, Evliya Çelebi gibi kişiler yaşamıştır. Şair Nef’i hicivleriyle ünlü divan şairidir, döneminin devlet adamlarını çarpık düzenini hicvetmektedir. Bazen hicivleri yüzünden başı derde giren Nef’i padişah tarafından defalarca uyarılmıştır ancak padişaha söz vermesine rağmen hiciv yazmaya devam edip Vezir Bayram Paşahakkında hiciv kaleme alınca IV. Murat’ın emriyle 1635 yılında boğdurularak idam edilmiştir.Hezarfen Ahmet Çelebi veLagari Hasan Çelebi’nin uçmak konusunda başarılı çalışmaları vardır. IV. Murat önceleri bu çalışmaları desteklemiştir. Ancak daha sonra yanındaki devlet adamları tarafından eğer bunların başarılı olması durumunda tebaa tarafından kendi saltanatının sorgulanacağına ikna edilerek bu çalışmalara desteğinin kesilmesi sağlanmıştır. Akabinde Hezarfen Ahmet Çelebi Cezayir’e, Lagari Hasan Çelebi ise Kırım’a sürgün edilmiştir. Sürgünden önce padişahın şöyle söylediği rivayet edilir: “Sizin gibi adamlar pek korkulacak adamlardır. Her ne muradınız varsa elinizden gelir. Bu yüzden bekanız caiz değildir.

Fiziksel kuvveti

Sultan IV.Murad Han
Sultan IV.Murad Han
IV. Murat Osmanlı sultanları arasında fiziksel kuvvetiyle ünlüdür. İriyarı olan padişah erken yaşlardan beri güreşe, cirite, biniciliğe ve ağırlık kaldırmaya ilgi duymuştu. Ergenlik döneminde hızla gelişmiş özellikle çalıştığı ağırlıkların etkisiyle de ömrü boyunca eklem ve kas ağrıları çekmiştir.
IV. Murat’ın bir askeri atıyla beraber ikiye böldüğü rivayetler arasındadır.
60 kilogramlık gürzü tek eliyle ustaca kullanabildiği söylenir. Bir gece onu öldürmek için odasına giren 4 cellatı gürzüyle öldürdüğü iddia edilir. 50 kilogramlık yayı da ustalıkla kullandığı söylenir. Sinirlendiği zaman devlet adamlarını kuşaklarından tutup kaldırdığı, Tebriz seferinde yola devrilen dev bir ağacı tek başına kaldırdığı, İran’dan gelen ve kendisine kırılmaz olarak takdim edilen bir yayı kimsenin kıramaması üzerine 2 kez kırdığı, devrin en büyük güreşçileri ile güreş tuttuğu, Revan kuşatmasında onlarca kiloluk top güllelerini tek başına topa sürdüğü söylenir.
Hindistan’dan gelen bir elçi heyeti IV. Murat’a çok sağlam ve her darbeye karşı dayanıklı bir kalkan hediye etmiştir. Kalkanın sağlamlığını denemek isteyen Padişah adamlarına kalkanı bir yere asmalarını söyler, kalkan asıldıktan sonra bu kalkana ok atışları yapmış bu kalkanı defalarca delmiştir. IV. Murat’ın gürzü ve yayı şu an Topkapı Sarayı’nda sergilenmektedir. Bağdat kuşatması esnasında da yüzlerce kiloluk bir topu kaldırıp Fırat nehrine attığı sonra da tek başına onu nehirden çıkardığı Musul ve Kerkük Türkmenleri tarafından anlatıla gelen kendisiyle ilgili bir çok efsaneden birisidir. Padişahın bu abartılı sayılacak fiziksel kuvveti onun otoriter ve genç imajıyla birleştiğinde ortaya sıra dışı, korkutucu ve karizmatik bir padişah figürünün doğmasına neden olmuştur.

Askerî başarıları

IV. Murat devrindeki en önemli askerî olay Safevîlere karşı girişilen 1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı’dır. Bu savaşta Osmanlı ordularıRevan Seferi ile Doğu Anadolu, Ahıska, Revan ve Kafkaslar’ın önemli bir bölümünü ele geçirmiştir. Anadolu’da bozulan otoriteyi sağlamak adına bu seferi ve Bağdat seferini bir fırsat olarak görmüştür. Bu yüzden geçtiği bir çok yerde hakkında şikayette bulunulan bir çok devlet görevlisini, isyancıyı ve Safevi ajanını infaz ettirmiştir. Anadolu, Kanuni Sultan Süleyman’dan beri ilk defa padişahı Anadolu’da görme fırsatını bu seferlerle bulmuştur. 1638 yılındaki Bağdat Seferi ile 1624’ten beri İran işgali altında bulunan bu şehri yeniden Osmanlı topraklarına katmıştır. Bağdat Seferi, Osmanlı tarihinin en gösterişli seferlerinden birisi olmuş ve padişah büyük bir komutan edasıyla Doğuda varlık göstermiş, uzun ve kanlı bir kuşatmadan sonra Sunni üstünlüğünü doğuda tekrar tesis etmiş kendisi de Bağdat Fatihi olarak anılmıştır. Kuşatma 40 gün sürmüştür. Sefer Genç Osman marşına konu olan ve dahası bir çok efsane ve menkıbeyle ölümsüzleşmiştir. Bağdat’ın fethinin ardından IV. Murat, tarihe geçen o ünlü sözü söylemiştir:

Bağdat’ı almaya çalışmak, Bağdat’ın kendinden daha mı güzeldi ne!

IV. Murat, bu savaşlarda Osmanlı ordularını bizzat kendisi komuta etti ve büyük bir askerî dehâ olduğunu kanıtladı.Sefer sırasında, Anadolu’daki tüm isyanları ve isyan etmesi muhtemel unsurları yok etti. Böylece devlet otoritesi yeniden ve kesin bir şekilde sağlandı. Yerli halk, memnuniyetini göstermek üzere birçok yerel yapıya onun ismini verdi.
Sultan IV. Murad Han
Sultan IV. Murad Han
Safeviler, kesin Osmanlı zaferi karşısında çaresiz kalınca barış istemek zorunda kaldılar ve 1639 mayısında Kasr-ı Şirin Antlaşmasıimzalandı. Antlaşma neticesinde Mezopotamya Osmanlı egemenliğine girdi ve I. Dünya Savaşı’na kadar Osmanlı’nın toprağı olarak kaldı. IV. Murat, İstanbul’a döndükten sonra saygın devlet adamlarına, imparatorluğun eski parlak günlerine dönmesine yönelik ekonomik ve siyasi projeler hazırlanması emrini verdi. Ama hastalığıve erken ölümü, onun imparatorluğu dönüştürme fikirlerine ve çalışmalarına engel oldu.

Ölümü

IV. Murad, 1640 yılında İstanbul’da henüz 28 yaşında hiç beklenmedik bir şekilde öldü. Ölüm nedeni üzerine iki ayrı iddia vardır. Batılı kaynaklar sirozdan, Osmanlı kaynakları ise damla hastalığından öldüğünü iddia ederler.IV. Murat, ölüm döşeğindeyken kardeşi İbrahim’in öldürülmesini emretmiştir.Ancak emri yerine getirilmemiş ve İbrahim, onun ardından padişah olmuştur. IV. Murat’ın bu emri vermesinin nedeni, kardeşi İbrahim’in deli olduğunu ve İbrahim’in tahta geçmesi halinde İmparatorluğun büyük karışıklıklara sürükleneceğini düşünmesiydi.
IV. Murad dönemi Osmanlı İmparatorluğu’nun toparlandığı bir dönemdir. Devletin gerilediğini kabul ederek ilk ıslahat çalışmalarını başlatan kişidir.Bu anlamda hazırlattığı Koçi Bey ve Katip Çelebi risaleleri onun ileri görüşlülüğünü gösterir. Büyük bir entellektüel olan 4. Murat iyi derecede bir divan şairi ve hattattır. İtalyan düşünürü Machiavelli’nin “Prens” adlı eserini Türkçeye çevirtmiştir. İyi bir komutan ve askerdir. İlber Ortaylı IV. Murad’ı “17. yüzyılın en büyük mareşali” olarak tarif eder

1 yorum:

  1. 28 yaşında vefat etmek talihsizlik:( belki yaşasaydı çok sey değişirdi
    Mekanı cennet olsun

    YanıtlaSil